30 Ağu 2011

^^mısralarda CAN bulan gerçekler bulunmayı beklerler^^


Hayatımızda bazen öyle bir sıkılırız ki kendimizi anlamlara ,satırlara serpiştiririz.Bulutun arkasına saklanan güneş gibi kapatırız kendimizi.Duygularımız,düşüncelerimiz büyük bir akım gibi dökülür kağıtlara .Susarken konuşan duygularımız bütünleşip varlığımızı sorgular.
 
Ortaya bir  çığlık,bir aşk ilanı,sallanan düşünceler,bir ümit,bir kurtuluş belki daha fazlası çıkar.Duygulardan oluşan bir mısra, bir beyit, bir dörtlük oluşturur şiiri.
yürekden kaleme,kalemden de kağıda dökülen düşünceler oluşturur...
İnsanın kendini yalnız hissetiği bir zamanında,kendini mutlu hissetiği bir zamanında veya acılarla büyümeye alıştığı bir vakit bir şimşek gibi çakan şiirler insanı yansıtır.İnsana ait herşeyi yansıtır... Yağmur bereketi gibi duygular etrafında dönen şiir insanın açmaya korktuğu bütün hislerini yansıtır.
 
Az önce bilgisayarımın başına geçmiş Yahya Kemal'in 'Sessiz Gemi' adlı şiirini okuyordum.Bu şiir insanın yüzleşmekten korktuğu bir gerçeği o kadar güzel anlatıyor ki her bir satırında duygular iletişime geçiyor sizle . Bakın Yahya Kemal ne diyor o şiirde ??
 
''Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan''
 
İnsanın kaçamayacağı gerçeği nasılda çarpıyor göze.Vaden dolmuşsa yapabilecek nen vardır ki ? ''Meçhule giden gemi'' .Şair ne kadar da güzel anlatmış. Kurgu deniz ve gemi üzerineyken anlamlar ölüm ve ayrılık taşıyor. Mısradaki ölümle ayrılığın bütünlüğünü taşıyor. Devam edelim o zaman .
 
''Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol''
 
Tabutu taşırken bir sessizlik gömülür ya etrafa işte dağın başını kara bulutlar kaplar misali sonsuzluk yolcusunda ki için sessizlik ve üzüntüye gömülen geride kalan gözü yaşl insanlar. Şu mısralarla devam ediyor şiir.
 
''Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli''
 
Ah geride kalanlar üzüntü,kederle sonsuzluk yolcusuna bakanlar..Karanlığa bakan gözlerle giden için üzülen kendisi için endişelenen insanlar...
 
''Biçare gönüller.Ne giden son gemidir bu
Hicranlı hayatın nede son matemidir bu''
 
Ne bu ölüm son ölümdür ne bu üzüntüler son üzüntülerdir.Vadesi dolan herkesin tadacağı ölüm arkada üzülen insanlar bırakacaktır. Şair sonrasında ne diyor  mu hep birlikte inceleyelim.
 
''Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler''
 
Gözü yaşlı beklemenin faydası yok ki gidenin geri döndüğü görülmüş şey midir?Boşuna beklemenin faydası yoktur anlamını çağrıştıran bu mısra son ümidi de alsa bir gerçeğe sarıyor insanı.Ve son mısra ile şair vermek istediği gerçekliği insana tam olarak kavratıyor.
 
''Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden
Bir çok seneler geçti dönen yok seferinden''
 
İşte beklenen hep deriz ya giden gitmiştir dönecek olsaydı gider miydi hiç ?

Yaşayan ve yaşayacak olan bir gerçeklikle yazılmış olan bu mısralar benim bu zamana kadar atladığım bir gerçeği gözler önüne sermekle kalmadı adeta o hissi uyandırdı.Bu nedenle bu şiiri herkesin okumasını çağrışımlarına kulak vermesini istedim.Beni kör karanlıktan uyandıran bu şiiri kayda değer bir şekilde aktarabildiysem eğer bir tebessüm can bulur hayatımdaki gerçeklerde…

23 Ağu 2011

Hayatla bağlarım kopmaya başlıyor...

Öğrencilerin korkulu rüyası.. Gerçi rüya kelimesi hafif kalır kabus diyelim.Öğrenci hayatlarını zora sokan bir kabus.Ne mi? Sınavlar...

Yıllardan beri sistemin oturamadığı ve her sene milyonlarca öğrencinin hayatını mahveden sınavlar.Yorucu,uykusuz bir yıl .. Başarılarını ve başarısızlıklarını herkese kanıtlama . (aslında kanıtlayamama. O neden daha iyi sen neden daha kötü ve sürekli tatmin olmayan bir çevre).. Bir sürü zırvalıklar..Gençlerin ve çocukların kişiliklerinin karakterlerinin oluşturduğu zamanlardaki ruhsal ve sinirsel bozukluklar....
  Kazanabilme,kazanamama,aile,arkadaş, okul ,çevre vs hepsinin bakışları altında çalışmaya başlayan öğrenciler ... Hep şu benzetme yapılır yarış atı..Haksızda değiller hani canı çıkana kadar ,zor engebeli bir yolculuk...

Bu senede benim başımda bir sürü ses var.. O yarış atlarından biriymişim gibi hissetmemek mümkün değil. Tv yok , bilgisayar asla , arkadaşlarınla sohbet etme telefonunu bana ver sen sadece sınavlarınla ilgilen çok uyuma derslerine çalış............ veeee daha neler .Bir öğrencinin en büyük eziyeti ve her öğrencinin şikayeti.
Zaten gelecek korkusu sarmış dört bir yanımı . Elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışırken bu sesler giriyor araya.. Bazen ezen bazen korkutan sesler .  

Diyeceğim o ki gelecek kaygısıyla başarıya ulaşmak için tırmanan biz öğrencilere çok da yüklenmeyin. !!!